22 Eylül 2006

YAPRAK GİBİ SALLANMAYIN
IBorderline: Bu rahatsizlik son zamanlarda moda oldu. Ozellikle hayata atilmak uzere olan gencleri etkisi altina aliyor. Bu rahatsizlik aktif istikrarsizlik, dengesizlik, cevredeki okaylara asiri duyarlilik, kendine guvensizlik, kronik bir "bosluk duygusu" ve bir uctan diger bir uca savrulma gibi belirtilerle kendini gosteriyor. Belirsizlik ve kararsizlik, ortami da rahatsizliga surukluyor. Ekonomik ve toplumsal planda ise bu semptomlar, zaman zaman hepimizde goruluyor. Bir an ekonominin gelecegini aydinlik gorebiliyoruz, kisa bir sure sonra batmaya basladigimizi dusunebiliyoruz.
Asiri Rasyonalizasyon: William Glasser`in tanimladigi bu rahatsizliga tutulanlar; toplumdaki aksakliklar uzerine surekli konusur, fikir yurutur, firsat buldugunda tartisir. Ancak is eyleme geldiginde frene basar. Bu tip, hayattan korkusunu konusarak, gizlemeye calisir. Genellikle zararsizdir ama bu kisinin sozlerine kanip pesinden gidenleri hayal kirikligina ugratir. Bunlari TV kanallarinda cok gorebiliyoruz. Konusmalarin mantiksizlasmasi durumunda ise "logore" (laf ishali) teshisi gecerli olur.
Manipulatif Kisilik: Kendisini cok mukemmel gordugu icin hayatini, bakalarini "adam etmeye" adamistir. Diger insanlarin kisiliklerini yok sayar. Insanlari koyun gibi gutmeyi isteyenler de bu gruptandir. Bu tip kisilerin en olumlu olanlari, kendilerini diger insanlardan ustun gordugu "hosgoru"kelimesini cok kullanirlar. Kucuk-buyuk, zengin-fakir her canli varliga ve dogaya "saygi" duymayi ogrenen kisi ise bu rahatsizliktan kolayca kurtulur.Devamı Aşağıda
YAPRAK GİBİ SALLANMAYIN II
Sosyal Mazohizm: Bizde cok yaygindir. Bu rahatsizliga tutulan kisi, icinde yasadigi toplumu ve cevresindekileri hep cahil, tembel ve kotu olarak gorur. Goruslerini daima "Bu millet adam olmaz." gibi klise laflarla ozetler. Psikologlar, bu kisilerin kendi basarisizliklarina mazeret bulmak icin herkesi kotu olarak gostermek istediklerini soyluyor.
* * *
Kronik Bagimlilik: Bu kisilik bozuklugunda kisi, kendi kisisel basarisi icin hep baskalarinin destegini arar. Isler kotu gittiginde ya da basarisiz oldugunda ise baskalarini suclar. Suclu, ailede baba, is yerinde mudur, toplumda ise devlettir. Iyice kizdiklarinda "Nerede bu devlet?" diye bagirirlar.
* * *
Karamsarlik: Biraz "Dogu Akdeniz huznu" biraz da "Ortadogu'nun melankolisini" katin. Ekonomik ve toplumsal sorunlarin ortaya cikardigi; korku, endise, tedirginlik ve bikkinligi da bunlara ekleyin. Sarkilarimizdaki aci, uzuntu, keder... turkulerdeki dertleri, yara ve sizilari hatirlayin... Alin size ortaya bir karisik konu...Iste size milyonlarca "bicare" insan! Karamsar insanda "cesaret, azim, kanaat etme" diye birsey yoktur. Karamsarlik insanin kanini sogutur, enerjiyi, dinamizmi ve yaraticiligi yok eder...NaKHaR

21 Eylül 2006


GAY DÜĞÜNÜNE ENGEL!
Alanya'da izledikleri bir Türk düğününden etkilenip,"Biz de burada görkemli bir düğün yapıp evlenmek istiyoruz" diyen iki Danimarkalı eşcinsel,
Alanya Müftüsü Muhammed Gevher'i kızdırdı.Eşcinsel çiftin düğün kararını "insanlık ayıbı" olarak niteleyen müftü,"Hiçbir dinde böyle bir şey olamaz. Bu tür şeyler başımıza felaketler getirir. Yaygınlaşması halinde bela ve musibetler üzerimizden eksik olmaz. Bu düğün düşüncesi kabul edilemez" dedi.
* * *

Ah! din denen mereti hayatımızdan bir çıkarabilsek, neler olacağını hep birlikte göreceğiz... Dine inanan şahsiyetler bilmiyorlar mı ki din, Tanrı'nın yarattığı varlıkları reddetmektedir... O günleri görebileceğime inanmıyorum ama umudum da yok değil... NaKHaR

19 Eylül 2006


CUMHURBAŞKANI OLMAK

Fransa'da bir müstahdemin fikirlerini öğrenmek istyorlar ve soruyorlar:-Farzet ki Cumhurbaşkanı oldun, ne yapmak istersin?Müstahdem bu soru karşısında fena halde bozuluyor:-Ben yapamayacağım şeyi hayal etmem. Bana işimle ilgili ne yapacağımı soruyorsanız anlatabilirim. Gerisi boyumu aşmak olur... Aynı soruyu Türkiye'de sormuşlar ve tabii ki bizim müstahdem tüm yapmak istediklerini tek tek sıralamış...Aytaç Gıda'nın Bölge Müdürü Mehmet Emin Yazıcı'dan


"Artık yorum sizin..!"

18 Eylül 2006

YURDUM İNSANI
Ayni sirkete ait iki otobüs yolda karsilasti, söferler ellerini birakip selamlastilar 52 kisi öldü.(MUGLA)
Odun kesmek için ağaca çikan adam Nasreddin Hoca fikrasinda ki gibi oturdugu dali kesince dalla birlikte yere çakildi. Hastahanede öldü. (ANTALYA)
Bir anne yagmur girmemesi için bacayi tikadi duman çikamayinca evin içine karbonmonoksit doldu.Anne ve bir oglu öldü, 3 yavru komada. (ISTANBUL)
Asabi çoban ot yemeyen koyunu tüfegin dipçigiyle dövmeye basladi. Tüfek ates aldi çoban öldü. (BITLIS)
Duvari yikip iki odayi tek oda yapmak isteyen adam isi abartti. Duvar için kazma yerine dinamit kullandi. Mahalleyi havaya uçurdu, yaralandi. (ESKİŞEHİR)
Saskin köylü 3 katli evin terasinda buzagi beslemeye basladi. Buzagi bir süre sonra 250 kiloluk dev bir inek oldu. Inegi vinçle indirdiler. (ISTANBUL)
Kurban Bayraminda beraber deve kesmeyi planliyan 2 aile arasinda çikan tartisma sonucu jandarmanin aldigi karara göre deve 2 ye bölündü. (AGRI)
Ne denir bilmem ki, Güler misin? Ağlar mısın?

16 Eylül 2006

HUYSUZ VİRJİN I
"Eşcinsellerle Ahbaplık Etmeyi Sevmem"Seyfi Dursunoğlu; nam-ı diğer Huysuz Virjin, Esquire'ın eylül sayısına gençliğini, okul yıllarını, yalnızlığını ve Huysuz Virjin'i anlatmış: Benim biriyle ahbaplık etmemin şartı dürüstlüktür. Eşcinsellerle ahbaplığı sevmem. Orasını burasını kestirip E-5'e çıkanları kast ediyorum demiş.
* * *
Boğaziçi Lisesi'nde yatılı okurken adım 'beyaz mendil'di. Nedeni; Vapura bindiğimde önce mendilimi açar, öyle otururdum. Çünkü nizamiyeden çıkmadan muayenemiz yapılırdı. Ufacık bir kir varsa üzerinizde, o hafta çıkamazdınız izne.
* * *
Genç Seyfi Dursunoğlu kibar ve yakışıklıydı. Ben Beylerbeyi'nde mutaassıp bir ailenin çocuğu olarak geçirdim delikanlılık dönemimi. Bizim zamanımızda şimdi olmayan bir dostluk vardı.Beylerbeyi'nde bize 'Beş S'ler derlerdi. Beş arkadaştık beşimizin de ismi S ile başlardı.
* * *
Yeni memurluğa başlamıştım o zamanlar. Bir tek ben kendi paramı kazanıyordum onlar baba parası yiyordu. Sonradan her görüştüğümde birinin ölüm haberini alıyordum. En büyükleri bendim oysa ki. Bir ben kaldım. Hep 'Zeki Müren bekliyor beni yukarıda' diyorum çünkü yukarıda bir kankam yok. Ablam var ama tanınmış biri değil. Onu söyleyince de ilginç olmaz. Özal bekliyor desem de ...

15 Eylül 2006

İNSAN TEKELİNDE OLMAYAN TEK ŞEY
"ECELDİR!"
1998'de bir Fransız oldukça karmaşık bir intihar girişiminde bulundu.Bir deniz kıyısında yüksek bir kayalığın tepesine çıkıp boynuna bir ip,ipi de büyük bir kayaya bagladı. Sonra zehir icti ve kendini atese verdi.Ucurumdan atlarken de tabancayla kafasina ates etti!Ama ilginç olan şu ki; kursun onu ıskalayıp ipi kesti,böylece adam suya düstügünde asılı kalmadı.Soğuk su yanan elbiselerini söndürmekle kalmadiayni zamanda adamı şoka sokarak yuttugu zehiri kusmasını sağladı.Sudan bir balıkçı tarafından çıkarılıp hastahaneye götürülen adamorada hipotermi'den (vücut isisinin asiri düsmesi) dolayı öldü...

09 Eylül 2006

ANNE ... DEĞİLDİR ARTIK
Bir anne gözlerini bırakır
Uyuyan çocuklarının yanında
Anne anne değildir artık
Kör bir aşıktır...
* * *
Annenin aşkı saltanattır
Babadan oğula, çocuklarına...
Bir tehdit varsa eğer
Melek şeytana döner,
Anne cellada!
Şeytan da melektir zaten
Ademle Havva'yı
Elmayla kandırmış olmasa...
* * *
Anne insan değildir artık
gözdûr kulaktır
Çocuğun göğsûnde atan candır...
Anne canlı değildir artık
Yaralı kahramandır...
Anne melektir...
Anne dipsiz deniz
Ve her ana kucağı
Cennettir!... NaKHaR