13 Ekim 2014



ACİL SERVİSTE BİR VİCDANSIZ!

Bu hafta sonu arkadaşlarıma çay-kahve ve sohbete gittim. Birinde kahve, birinde çay derken 3 kapı dolaştım. Geri döneceğimi baştan söyleyeyim de “Kal” demeyin diye tembihlemiştim. Öncesinden söyleyince ısrar edilmesinden ne kadar hoşlansam da dönerim, insanın kendi dört duvarında olması gibisi yoktur!

Geri dönmek üzere ayaklandığımda arkadaşımın yüksek tansiyon hastası olan eşinin aniden düşen tansiyonu nedeniyle acil serviste bulduk kendimizi…

İşlemler beklemeler ve arkadaşım adına korkulacak bir şey olmaması bir yana, gecenin bir yarısı acil serviste olanlar konusuna değineceğim: Üç ya da dört tane farklı ailelerin bonzai müptelası olmuş çocukları, ailelerin yaşadıkları, küçücük odada kapısı açık ifadesi alınan insanların anlattıkları tüyler ürperticiydi.




Birinin çocuğu ilk kez kullanmış, bir diğerinin çocuğu tamamen kendini kaptırmış, bir diğeri her türden sentetik uyuşturucu konusunda tedavi görmüş ve son olarak bir tanesi oracıkta tüm bu karmaşanın içinde sessizce hayatını kaybetti…

Babası hıçkıra hıçkıra ağlarken bağırıyordu: “Kişi başına onlarca polis gönderen devlet, okulların önüne birer polis neden koyamıyor! Ben çocuğumu okusun diye gönderdim okula, ilgilendim, büyüttüm, sakındım, hani nerde polisler, nerede? Ben nerede yanlış yaptım!”

Sonrasında trafik kazasında ağır yaralanan bir transeksüele çarpan henüz reşit olmamış bir çocuğun hastaneden kaçırılması… Yaralının yine transeksüel olan arkadaşının çaresizce sağa sola koşturması, alaylı tepkiler! Yetmezmiş gibi dudaklarını çeke çeke bıyık altından gülen insanlar! Vicdansızlar ordusu!


 


Ahlâken neredeyiz? Çöküyor muyuz yoksa çoktan mı çökmüşüz? Vicdanımız bedenimizin neresinde? Bunu size aktarmak için konuşulanları tek tek not ettiğim minik defterimle orada otururken kendime de sordum bunu… Ben şimdi ne yapıyorum?

Yıllar evvel, babamın içinde film olmayan el kamerasıyla, yaşlı bir amcanın yaşadığı yanan metruk bir binanın videosunu çekerken olanların vicdani yükünü kavramış olan ablamın bana dönüp “ne yapıyorsun sen!” diye bağırdığı kulaklarımda… Ben vicdansızlardan bir vicdansız, içinizden biri! N

10 yorum:

Ogaybende dedi ki...

riyakar, iki yüzlü bir milletiz o basma kalıp bize ait söylenen sıfatlar ise, sırf bu yanımızı gizlemek için..

Nakhar dedi ki...

@O gay ben de; Aynen öyle... boynumuza kadar batmışız üstelik

Unknown dedi ki...

Askerdeyken bonzai ile yakından tanışmış birisi olarak ağzım açık dolaşıyordum. Meğer içmeyen kişi yok muş :O yani bu olay o kadar sıradan ve normal bir hale gelmiş ki... ne yapabilirizi düşünme şansım bile olmadı. kolay değil neredeyse 40 kişinin uyuşturucu geçmişini dinledim.. onlarda bana anlatıyorlar çünkü baskı yapmıyorum, hoş karşılıyorum diye. hoş karşılanacak bir şey değil biliyorum ama ne desen çare olur bunu bilemiyorum. bu olay inanılmaz zor...

Nakhar dedi ki...

@Kaan Arer; Ben hiç tanışmadım açıkçası uyuşturucu türevleriyle, çevremde de duymadım tek gördüğüm esrar sarıp içen eniştemdi...

Dinlersin, bir şey yapamayacağını bildiğin şeyi eleştirmezsin de bu da insanların sana anlatmasını sağlar... iyi bir huydur... Türkiye'de bir şeylere şaşırmamak içten değil...

Beyaz Çiklet dedi ki...

Dün filmekimi kapsamında gösterilen Arayış adında bir film izledim.Çeçen Savaşı'nın içyüzünü küçük bir oğlan çocuğunun gözünden anlatan epey dokunaklı bir filmdi.Filmin bir yerinden ismi Hacı olan çocuğa en mutlu olduğunu anısı sorulduğunda şöyle cevap veriyordu: "Bir gün annem ve babam koşmularımızı çağırmıştı.Şarkılar söyleyip dans etmiştik,annem çok güzel dans eder.O gece çok mutlu olmuştuk." Sonrasında annesi ve babası katlediliyor.

İyi bir dünyada yaşamıyoruz.İnsanoğlu çok acımasız.

Nakhar dedi ki...

@Beyaz Çiklet; Dünya insanları zalimleştiren bir yer... Zalimleşenler karşısında dirayet göstermek ise maalesef imkansızlaşıyor...

Adsız dedi ki...

Herkes içindeki mutsuzluğu, nefreti, cinsel doyumsuzluğu karşısındakilere nefret olarak dışa vuruyor,eşcinseller de bu nefretin vicdanen en az rahatsız eden kesimi.

Nakhar dedi ki...

@İskender; Vurun abalıya deyimi geldi aklıma...

Deniz Su Tiffany dedi ki...

Ay ben buna yorum yazmamışım.

Bu kadar rezilleşmeyi hastahaneler nasıl başarabiliyor ACABA?! Hadi polisi anlarım vicdansızlıkta ama... Insana insan değil de etiketleriyle bakılıyor bu ülkede! Başka hiçbirşey değil.

Daha beterleri o transfobiklerin başına gelir inşallah. Günahlarının farkına varırlar inşallah

Nakhar dedi ki...

@Miss Tiffany;

Hastahanelerimiz özel/devlet ayrımı yapmaksızın aşırı derecede rezil durumda homofobik doktorlar konusunda (özellerdeki mecburi saygıyı göz ardı etmek durumundayız.)

Hele ki Shoulders'ın geçen gün yazdığı birebir kendi meslektaşlarının yaptığını okuyunca benim tanık olduğum ne ki dedirtti...