29 Ağustos 2007


RTÜK TRT'Yİ KAPAT!
Orjinali Azeri iki aşığın atışmasi olan, saçma sapan, saçma oldugu kadar da avam komedisi dalinda bir yarisma olsa kesinlikle birinci olabilecek potansiyele sahip, icinde hortlaksin bilmem nesin gibi düsük zeka ürünü kelimelerin çokça yer aldigi "Acayip Heyvanlara
Benziyirsen"
adli sarki geçenlerde trt 1 de yayinlanan "3 ü 1 Arada" adli aksam programinda konuk sanatçi denilen(Soyadini hatirlamiyorum ama) Hüseyin diye biyikli bir türkücümüz
tarafindan kasetine konulmus...

Gaykedi bahsetmisti de hic görmemistim bu sarki bozmasini.. ne sacmaliyorsun derdim ama sonunda anladim...


Gelelim olayin özetine, TRT RTÜK'ten etkilenmeyen tek kanal oldugundan dolayi midir nedir sacmaladilar iyice yukarida bahsettigim adam bizim tiridine bandim türküsünün meşhurluğu derecesinde azeriler de meşhur olmuş acayip hayvana benziyorsun saçmaliginı Azerbaycan'dan ithal etmis... Birde gururlana gururlana söylüyor..


Adam, türküyü söylemeden önce kimse üstüne alinmasin diyor... Sarki bitiyor, 1970 li yillardan kalma kiyafetleri ve saçlariyla birer trt fenomeni görünümlü resimdeki üç kadin sunucu "ayy cok guzellll" "süperrr olmus" tarzinda yaglamalarla alkis tutuyorlar, bu ne sacmaliktir yarabbi!
Resmen midem bulandi, milleti ayakta kekliyorlar yaa! Nitekim özel diğer tv'lerin 100 kişi, TRT ise bünyesinde 10 000 kişi çalıştırıp yine de reyting dalında bir baltaya sap olamadığını herkes bilir kendisi hariç... RTÜK ALLAHIN VARSA TRT'Yİ KAPAT! NaKHaR

26 Ağustos 2007


BEDDUA ETME ÇARPARIM!
Beddua etmeyi de, edeni de çocuklugumdan beri hiç sevmem, bana nispet olsun diye, Tanri'nin bir inadi gibi ya da çok fazla düsündügümden mi bilemiyorum, gittigim her yerde agzindan iyi bir söz çikmayan insanlarla karsilasiyorum...


Agizlarini bantlasan olmaz, negatif enerji yaydigindan ve bu negatif enerjinin kendinden baska kimseye zarari olmadigindan dem vursam anlamaz...




Garip bir histerinin kurbani olan bu tür insanlardan uzak durmaya çalissam da, bir paratoner edasiyla ya da belki de cazgirligimdan üstüme üstüme çekiyorum...


Bazen düsündügünde insan kendini seçilmis kisi gibi hissediyor... Bende bu insanlardan biriyim herhalde, hadi abartmayayim öyle hissetmeme sebep bir isaret yok... Bu tür zamanlarda genellikle pozitif olmaya davet ediyorum... Sözüm ona sirra vakif olduktan sonra önüme çikan herkese iyi seyler düsünmenin iyi seyler getirdigiyle ilgili teselli veriyorum... Ama gülmeyin yaa ciddiyim öyle... NaKHaR

23 Ağustos 2007


NEGATİF HİSSİYAT !
Ayy bana fenalik geliyor, afakanlar birlik olmus üstüme üstüme geliyor... Vesairesine benzer hisse kapildigim her yerden arkama bakmadan, ayaklarim kiçima çarpa çarpa kaçmayi planlarim... Iste o anlardan bazilari..


Dedikodu;
Yapildigi ortamda tanidik varsa esprili bir dille "Dedikodu yapmayin" desem de milletin agzi torba degil... Yapanlari anlamakta zorlaniyorum desem yalan olur, zorlanmiyorum... Çevremiz de o kadar çok ki... :) bugün baskasini çekistiren yarin beni çekistirir neme lazim...
Olabildigince uzaklasmaya bakiyorum...




Din;
Sizi dinlemeden, sürekli Tanrinin gazabindan bahseden insanlara dayanamiyorum... Körü körüne baglanmisliklari yetmezmis gibi, sakiz çignemenizden tutun da gayet insani ve Tanri'nin size bahsettigi birtakim özelliklerden ötürü yanacaginizdan bahsetmekten keyif alirlar... Çok daralirsam "Kime anlatiyorsun" deyip ortamdan sivisirim...



Futbol;
Oldum olasi 22 kisinin bir topun pesinden kosmalarina anlam verememisimdir... Hadi onlar kosuyor da seyretmeye merakli, onunla da kalmayip birde günlük sohbetlerde konusulmasina aklim sirrim ermiyor... isi girgira vurdugumda "aaa siz futboldan mi bahsediyorsunuz bence tamamiyle escinselligi simgeleyen bir spor, güres haricinde erkeklerin yakin temas kurdugu baska bir oyun daha yok..." deyip hem muhabbetin içine ederim hem de muhabbeti yapanlari escinsellikle atfederim... Holiganlarin karsisinda denemeyin..


Politika;
Apolitik bir insanin yapacagi en son muhabbet konularindan biridir... Küresel isinmanin da etkisiyle olanlar karsisinda politikayla aramizdaki buzlar biraz olsun eridi... Tabii mecazi anlamda.. Eriyenler sadece buz daginin görünen kismi :) NaKHaR

20 Ağustos 2007

İÇİMDEKİ OROSPU !


Bilmisin biri demiski,''Her insanin icinde iflah olmaz bir orospu vardir'' ve gecenlerde de duydugum ''Her insanin icinde, cevresindekileri katletmeye müsait bir cani, cinnet gecirmeye hazir bir ruh vardir.'' Sozleri beni kendime getirdi...

Nitekim sinirlendigim de ki genellikle gozum dönük kuduruk bir vaziyette ortalikta dolasirim... Biri birsey dese de lafi yapistirsam diye dusunurum... Ki genellikle kadin kismiyla girilen agiz kavgasi beni rahatlatir... Nedense kadinlarla girilen bu kavga bel altina indirilip cirkinlesmez...
Icimdeki cinnet potansiyeli de boylelikle ortadan kalkmis olur... :)

Icimdeki ya da kisaca herkesin icindeki orospuya gelince o da tahminimce soyle vuku buluyor... Yolda, otobuste, guzel ve yakisikli insanlarin, ya da soyle soyleyeyim, karsinizdakine tecavuz etme istegi duydugunuz her yerde o orospu cirilciplak soyunur ve sizi seytan gibi dutmeye baslar... Bu tur zamanlarda yapilmasi gerekenleri soylemiyorum... Kivranin! Şaka bir yana ne yapabilir ki insan bu durumlarda ben de bilmiyorum...

Yeri gelmisken ufak bir ani; Annemin dayisi babam oldukten sonra anneme, "nefsine hakim olabilecek misin?" gibisinden bir seyler soylemisti... Tabii onlarin dilini bilsem lafi gedigine koyardim... Annemin siniri bozulup da kendi kendine "Bu yastan sonra evlenip de ne yapacagim" dediginde konuya vakif olabildim... Simdi gorsem kart horozu, yuzune tukuresim var, ona ne! Bunun ardından annemin talipleri birkaç kişi daha olmak üzere arttı... sinirlerim gerildi benimde...


Annemle bu konuyu da konustuk, bana tv deki programlardan etkilenip sakayla karisik ''Evlensem ne dersin?" diye sordugunda, "Isteyen varsa ve sende istiyorsan evlen... Ne karisirim ben, ama akli basinda sehirli biri olsun mumkunse, elalem ne der diye dusunme bile" dedim... Sasirdi, saniyordu ki karsi cikacagim, asla diyecegim... Biliyordum diger iki ablam ve abimler karsi cikardi... Ama su yasadigimiz kisa vadeli hayat, bana ve buyuk ablama cok sey katti, en azindan elalem icin yasamiyorduk, hersey bizim icindi...kimse kimsenin mali degil dusuncesini benimsiyorduk...

Rahmetli babam da hep "insanin orospusundan kork, özellikle de erkegin orospusundan" derdi.. Demem o ki; benden korkun yani.. :) NaKHaR

Dipnot; Gaykedi'yi biraz malım olarak görmem, aramızda ki aşk ilişkisinden kaynaklanır...

17 Ağustos 2007

TANRININ OLMADIGI YERDE
YEDI GUN - III

5. Gun: Hayvanlardan Nefret Ediyorum !
Su koyde basima gelmeyen kalmadi, 1- Eşek;siz siz olun bir esegin yakinindan gecmeyin, hele ki etrafinda bir esek arisi varsa.. Tecrubeyle sabit cok saglam bir cifte yiyebilirsiniz... Ama alinmayin size kizdigindan degil, aridan kurtulmak icin isteyerek olmadi... 2- Öküz; iki okuzun gecebilecegi kadar dar bir yolda karsiniza bir okuz cikarsa, yine siz siz olun gozlerinin icine bakarak ustune dogru yurumeyin... Zira meksika'daki boga gureslerinin acilis gunu gibi senlenebiliyor ortalik... Depara kalkip siz gozden kaybolana kadar pesinizden kosuyor ki
boynuz tadini alin...

Bunlarin yani sira, sokan arilardan, issiran kenelerden, gece uyutmayan sivrilerden, elinizi attiginiz her yerde karsiniza cikan orumcek aglari ve ev sahiplerinden, kisacasi yuruyen, surunen, ucan kacan kemiren diger bilumum hayvan taifesiyle aramda gecen maceralardan bahsetmek dahi istemiyorum... G.t korkusundan mı artık, hayatimda Ilk kez agaca ciktim yaa... :) Hayvan haklari savunuculari kusura bakmasin
6. Gun: Sukur Gezileri !
Bir sonraki gun ayrilacak, daha dorusu kurtulacak olmanin verdigi heyecani benden baska kimse bilemez... Oyleki sıkıldığım onca hos geldin bes gittin ziyaretlerinin ardindan, gule gule biz gidiyoruz dedigimiz sadece benim icin eglenceli olan ziyaret gunu... ''Ayy komsuu yine geeell'' tarzi ajitasyonsohbetlere döndü.. Döndü demisken bu sehirdeki en yaygin kadin
ismi bu.. :)

7. Gun: Donus Yolu !
Hazirligimizi yaptik yine kargalarin saatinde.. Uc saat minibus bekledik, sehir merkezine, ordanda ver elini istanbul... Kapsama alanina girer girmez, gaykedi'yi aradim.. Hasret cok baska birsey :) NaKHaR

14 Ağustos 2007

(+) POZİTİF HİSSİYAT


Son zamanlarda mutluluk çemberi içindeyim. Asliberry 'nin tabiriyle paçalarimdan akiyor... Hayatimda da ruhuma iyi gelen ve gözardi ettigim birçok sey varmis...


Salincakta Sallanmak; Çocuklugumda kalan eglenceyi simdilerde yeniden
kesfettim. Yalniz eskiden amaçsizca ileri geri sallanmaktan farkli olarak, insanlarin
içinde var olan uçma arzusunu bir nevi karsiladigi için tercih ediyorum...
Kitap okumak; Eskiden anlamadigim, sevmedigim kitaplari sirf okudum
diyebilmek için okurdum, simdi ise her kitabin "secret hariç :)" insana
katabilecegi yetiler vardir. Düsüncesiyle okuyorum... Bu da ruhuma iyi geliyor...




Hasta Ziyaretleri; Eskiden asiri derecede sikilsam da, simdilerde bana en iyi gelen seylerden biri hasta ziyareti... Çünkü insan "Bugün bir insanin mutluluguna vesile oldum" düsüncesine sahip oluyor.. Görenler kafamin üstünde kocaman sari bir çember, sirtimdan bembeyaz iki kanat çikmis sanir. Hayir öyle olmadi, ama ben içimde bir yerde bu olusumlarin hareketini hissediyorum...


Gaykedi'yle Uyumak; Uyumaktan kastimi herkes anlamistir. :) ilk zamanlarda doyurucu olmayan ve mutlulugu sadece kendi tatmininde arayan ben, asil mutlulugun partneri tatmin edebilmek oldugunu çözdügümde üstümden koca bir yük kalktigini hissetmistim.. Ve tabii böyle bir gecenin ardindan birlikte uyanmak gibisi yoktur, ruhunuza çok iyi gelir...


Ruhuma pozitif hissiyat veren seyler, bunlar gibi niceleri iste... Herkes ayni seylerden
mutlu olmaz ya! Hadi bakalim top sizde :) NaKHaR

10 Ağustos 2007


TANRININ OLMADIĞI YERDE
YEDİ GUN - II

3. Gün: Küresel Isınıyoruz Anne !
Anneme son zamanlarda tuhaf seyler oluyor.. Nerde birikmis çerçöp görse ''Çakmagini verde sunlari yakalim'' diye soyleniyor.. İyice kundakçı oldu anlayacağınız... Köye geldigimizden beri soyledigini yapti ve evin etrafindaki butun otlari yakti zor söndürdüm... Küresel felaketimizden bahsettim anladigini sanmistim ama 3. günümüzde yine yapacağını yaptı... Tabii ben de ağzıma geleni söyledim..


4. Gün: Hicret !
Herkes hicretin ne oldugunu bilir.. Bilmeyenler ve hatirlamak isteyenler icin
en cok bilinen ornegi: Hz Muhammedin Meke'den Medine'ye yaptigidir...
Benim ne devem vardi, ne yanima yolluk birseyler aldim ne de isteyerek yaptim,
yine sevgili annemin asiri israrina yenik dustum... Koyde sadece bir gun koylerarasi
minibus seferleri olur, o gun bugun degildi.. ve maalesef yuruduk.. Tam 5 saat..
Bir koyden digerine tabana kuvvet deyip ilerledik... Benim gibi yurumeyi seven bir bunye bile mahvolduysa digerlerini dusunemiyorum. ölü gibi uyudum evde. Devamı Sonra...

08 Ağustos 2007


KOFTİ G8!
"Tayyip KYOTO'yu Imzala !"

G8 zirveleri her yil yazili ve görsel basinda önemli ölçüde yer tutar... Illa ki birkaç gün manset yaparlar... Zira gezegenimizin muktedirlerinin (ya da kisaca koltuk sevdalilarinin) önemli kararlar alacagi varsayilir bu zirvede. Tartismalari yakindan takip edilir, perde arkasinda ne gibi mevzular döndügü merak edilir.

Bu ciddi haber silsilesini yumusatacak bir magazin unsuru da eklenir haberlere... First Lady'lerin siklik yarisi sözgelimi, liderlerin aksamüstü yaka bagir açik içtikleri bira, ya da aralarinda geçen esprili bir diyalog...


Böylece aldiklari kararlarla dünyanin kaderini belirleyenlerin de etten kemikten birer insan olduklari hatirlatilir bizim gibi kalburüstü entelektüellere. "Bakmayin o kadar uzak göründüklerine, onlar da sen ben gibi yasama derdindeki insanlar iste" denir.

Fakat bu yil tüm haberciler gibi, bizler de insan olmaktan utandik. Küresel isinma dünyayi hizla cehenneme çevirirken, acilen alinamayan her önlem milyarlarca insana, yani size, bana, hepimize kuraklik susuzluk ve bin türlü felaket olarak geri dönecekken bu adamlarin sözde ekonomik ve siyasi çikarlari için nasil kiran kirana pazarlik yaptiklarina bakip çileden çikmamak mümkün degil.


Suyu ekonomik kullanma çabalarimiz, evin bütün ampullerini tasarruflu olanlariyla degistirmemiz, beyaz esyada daha fazla para ödeyip A sinifini tercih etmemiz ve daha bir yigin şahsi özen gözümüze vahim derecede zavallica gözüktü birden. Ve bir kez daha anladik: Biz yasanabilir bir dünya hayaliyle karinca kararinca önlem almayaçalisirken, çokuluslu sirketler muazzam karlarindan bir gidim olsun vazgeçip küresel isinmayla savaş vermeye niyetli degil. Paranin hükmü karsisinda insanin zerre kadar degeri yok. Sümerler parayi bulduklarina simdi pisman olmustur herhalde...

Amerika ayak diriyor, Avrupali boyun egiyor, Çinlilerin ve Ruslarin zaten hiç umurunda degil ve küresel isinmayla dogru düzgün bir mücadele çerçevesi belirlenemedi yine, yarim yamalak taahhütler, ne idügü belirsiz vaatlerle geçistirildi zirve... GATE Dergisi'nde Murat Uyurkulak'in Yazisi'ndan Derleme (NaKHaR)

06 Ağustos 2007


TANRININ OLMADIĞI YERDE
YEDİ GÜN !

Annemin aşırı ısrarı sonucu 1 haftamı internetin olmadığı telefon şebekelerinin kıt kanaat ve sadece bir birim mezarlıklarda çektigi (sanki ölülerin ihtiyaci varmış gibi) , televizyon olan evlerde hasbel kader TRT1'in gösterdigi ve yerel halkin %85'inin japon bozması bir inatla akraba evliligiyle üredigi ve o %85'in ya aklen ya da bedenen sakat oldugu bir yerde geçirdim.

1. Gun: Elektrik-Su !
Saat gecenin 1:00'i otobusten inip evin onune geldiğimizde boyum kadar otlarla karsilastim, zaten isteyerek gelmedigim bir yerde heryer zifiri karanlık, ben komşunun evine gidelim desemde zeyna kadar korkusuz annem otlari yolmaya baslamisti bile (dikkat korkusuzlugu tamamen cahilliğinden) bense sinirden bahce citlerinden gevşekçe üç dort tahtayı koparıp, annemin "hay yaşa" nidalarıyla otlarin uzerine atip atıp geçtim... Nihayet kapının önüne geldiğimizde elektrik ve su kesikti, su neyse de elektrik olmadan bu koca evde mümkünatı yok kalamazdim... eski tip sigortaları sıkıştırmam gerekiyordu, nitekim sıkıştırdım da... köy evinde durmayanlarin elektrigi muhurlenmis, mührü söktüm, canı cehenneme... Sıkıştırdığım sigortaları yeniden gevşettim bütün ışıklar yandı.. Uyurken saat 3'e geliyordu... Hayatımda ilk kez gaykedi'den gördüklerimle sigorta yaptım...


2. Gun: Yayla Seruveni !
Sabahin 7'sinde karga bokunu yemeden uyandirildim.(sebep sözde geç kaldık) annem sağolsun.. Yaylaya gidecek olan konvoysa saat 10'da hareket etti.. Gözüm yarı açık bekleyebildim... Sırasıyla istedikleri seyler olmadığı ya da alınmadığı icin ağlayan 0-7 yaş, futbol meraklisi 7-18 yaş grubu cocuklar, entelektüel gözüken ama kofti almanci taifesi, kulakları duymadığı gözleri az veya hiç görmeyen ama dedikodu meraklısı tonton yaslılar, kavga eder gibi bagıra çagıra muhabbet eden tanışıklar.. Herkesin sadece şort giydiğim icin, uzaylı sandığı dikkatle incelediği, Sıkıntıdan offlayıp pufflayan, kendini tüm bunların arasinda, CNBC-e de yayınlanan The Carnival filminde olduğunu sanan ben.. Nasil bir his oldugunu inanın anlatamam... Devamı Sonra...

04 Ağustos 2007


RAHATSIZ EDİCİ AMA HOŞ !

Şu cazgırlığım başa bela, oturduğum yerde rahat duramıyorum, kurt var! İlla ki bir şeylere karışıp bıcır bıcır şu şöyleydi bu böyleydi deyip konuşacağım... Ve müstehak olan başıma geliyor.. Gaykediden azar üstüne azar... sanki küçülmüşüm Yaman (aslıberry'nin yavrusu) kadar birşey olmuşum... Ağladım ağlayacağım ama gülmekten... Duyduğum laflar içimi acıtırdı eskiden şimdi sırıtıyorum...



Hadi Ordan !
Gaykedi'nin en favori kelimesi, çünkü benim gii bir sevgiliye söylenebilecek en kestirme söz... Genelde konunun cins bir yerinden tutturmuşumdur söylenmeye böyle ciddi ciddi hafiftende sesim yükselmiştir... İşte tam bu sırada söyler bunu ve apışıp kalırım... :)

Hüptirik !
Başka hangi insan evladı sevgilisine meyveli yoğurt markası ismiyle hitap ederki... ne iğrenç... :)


S*** Git !
Hadi ordan kelimesiyle susmamışsam kullanılan cümleciktir... Ama çok çirkin bir ifade... cevaben s.. gideyim diyecek oluyorum terbiye meselesi...

Seni Seviyorum !
Tanrım ne olur, ölmeden evvel bir kez arkasından ''ama'' ile başlayan bir cümle gelmeden seni seviyorum desin.. tabii işin şakası bir yana çok söylemesinden bunalıyorum ben sevgi arsızlığının şampiyonuyum herhalde... :)
Asabi Melek !
Bence gereksiz, kısaca şeytan diyebiliriz... NaKHaR

01 Ağustos 2007



TOPLUMUN VE MEDYASININ
İKİNCİL YÜZÜ


Radikal Genç ekinde, ''Turkiye'de Lezbiyenlik'' başlıklı yazısı yayımlanan Selda Sayın arkadaşımıza bir yandan katılıp, yazdıklarını genis manada düşününce de, bir eşcinsel olarak, bu düşünceyi hazmedemediğimi hissediyorum.


Kazın ayağı öyle degil çünkü, perdeli! Toplumdaki genel düşünce, biz eşcinsellere hep negatif olarak yansısa da, aslında birebir sohbetlerde herkes bu konuya karsı yeterince ılımlı... Kazın ayağı perdeli dedim... Toplumda eşcinsellik olgusu da, insan beyninin perdeli kısmını oluşturduğu içindir.





Özellikle Türkiye' de çok tuhaf şeyler oluyor, kimileri eşcinselliği bastırılmış bir ailenin ürünü. Kimileri de benim gibi, ''insanlar ne der'' mantığını hiçe sayarak ve eşcinselliği gerçek manada yaşayarak kendini ifade ediyor...


Geçtiğimiz Regaip Kandili'nde, tanık olduğum programlar silsilesi de, yukarıda dediğim gibi Türkiye'de çok tuhaf şeylerin olduğunu destekler nitelikte. Çünkü bu toplumun ikinci yüzünü, yine bir başka iki yüzlü oluşum medya sayesinde, çok net görmüş olduk.


Aynı akşam Star TV'de yayinlanan ''Kandil Özel'' programını, Türkiye'nin Divası tabir edilen, bir zamanların yasaklısı, transeksüel sanatcimiz sundu... (İsmini veremiyorum, çünkü hakkında yazılı ve görsel basında çıkan haberlere tedbir koydurduğunu açıkladı.)


Bu nasıl bir zihniyettir ki, TV karşısında sözü edilen programa kilitlenen insanlar, maskelerini takıp, yanlarında bulunan eşcinsel olgusunu çok rahat reddedebiliyor. Yine aynı zihniyetin hüküm sürdüğü medya kuruluşları, bir yandan toplumun tepkisinden muzdarip olmamak adına, sadece kadın cinselliğini ön planda tutarak, ağzımıza bal çalıp, gözümüzü boyamakla meşgulken, bir yandan da hepimizi gözü kapalı enayi yerine koyarak, dindar olmasına rağmen, inandığı şeyin onu dışladığından bile bihaber birini bize yutturmaya çalışıyor...


Direkt deseki; ''ey Türk toplumu, size eşcinselliğin normal olduğunu aşılamak istiyorum.'' Amenna! Ama hiçbirşey yokmuş gibi davranılmasına bir eşcinsel olarak tahammülüm, tahammülümüz yok.


Ama umutluyum...Bakin göreceksiniz, önümüzdeki yıllar içerisinde Avrupa Birligi'ne girme arzusu, bize daha ne güzellikler getirecek. En fazla şamata da eşcinsel hakları konusunda çıkacak. Hafızanızda iyi tutun, yazılmıştı dersiniz... NaKHaR