19 Ekim 2022

 

OLMAK YA DA OLMAMAK

Şu dünyaya kazık çakamadığımız gibi “Bir dikili ağacımız olsun,” diye nasıl da uğraşıp duruyoruz. Herkese bir ev, her eve bir araba! Tanıdık geldi mi size de? Babam, kazık çakamadığı dünyadan göçerken anneme dönüp “Sana hiçbir şey bırakmayacağım, yoksa başını çok ağrıtırlar…” demişti. Tüh ki, babamın emekli maaşı kalıverdi anneme, olsundu. Yeterdi bir başına anneme. Ben vardım henüz üniversitede okuyan….


Yazının devamı için: etkenmedya

17 Ekim 2022

 

SEN KİM KÖPEK!

Başlangıçta; İçine doğduğumuz aileyi, inanç sistemini, ülke konumunu seçemiyoruz. Ya sonra? Aidiyet duygusunu kaybetmemize sebep olan olaylar zinciri; kimisini ailesinden, kimisini inanç algısından, kimisini de ülkesinden çok uzaklara sürükleyebiliyor.

Eğer hâlâ ailenizle yaşıyorsanız, bir cemaatin mensubu iseniz ya da hayatınızı Adnan – İsmail Ağa – Mahmut Efendi – Süleyman – Kadirî – Nakşibendi – Nur vb. cemaat ya da tarikat öğretileri şekillendiriyorsa okumayı şimdi bırakın.


Yazının devamı için: etkenmedya

15 Ekim 2022

 



...RAĞMEN YAŞAMAK

Emeklemeye başladığım bilinçsiz dönemden itibaren, otuzlu yaşlarımın başına kadar, hayatımın hemen hemen tamamını başkalarının isteklerine göre yaşadım. Onların iyiliğine, çıkarlarına, ihtiyaçlarının ne olduğuna dikkat ederek. Empat bir insan olarak kendi hayatımı çevremdekilere adayıp onlara göre ve onlara rağmen şekillendirdiğim doğrudur. Doğru bildiğim tek bir şey dışında: Kimi seveceğim?


Yazının devamı için: etkenmedya

13 Ekim 2022


KRAL ÇIPLAK!

2012 yılında Kadıköy’de, şimdilerde kafeler/barlar tarafından işgal edilmiş bir sokakta, küçücük bir dükkânda çalışıyordum. Maaşım asgariye yakın, evim yürüme mesafesinde, Zeynep Kamil Hastanesi’nin dibinde asma katlı bir dükkândan bozma şirin bir fakirhane, bana göreyse malikaneydi.


Yazının devamı için: etkenmedya

11 Ekim 2022


KOŞ, YOKSA...

Bana çok hızlı yürüyorsun diyorlar, gülüyorum. Varmak istediğim çok yer var Abidin. Baltık Denizi’nde yüzecektim 2018’de, seçim oldu biletler iptal. Roma’yı görecektim 2019’da, pandemi koptu biletler iptal. Lviv’e gidelim bari dedim vize yok nasılsa, savaş çıkıverdi iyi mi? Her milletin içinde, çamaşır suyu gibi pirüpak, saf olduğu iddiasında bulunan beyazlardan kırıma uğradık biz kırmalar. Sonra hep helalleştik.

 

Yazının devamı için: etkenmedya 

09 Ekim 2022


 YES, PATATES!

Ben adaletin olmadığını, tarhana çorbasından sonra sofraya gelen patates kızartmasına elimi uzattığımda; ağabeyimin kafama vurup “ağzını şapırdatma” diyerek beni masadan kaldırdığında anladım. Tüm patates kızartmasını ağzını şapırdata şapırdata afiyetle tek başına bitirdiğinde üstelik.


Yazının devamı için: etkenmedya

07 Ekim 2022

 

RABBENA, HEP BANA!

Geldiğimiz yer çok önemli canım çekirge. Anneciğimin müşkülpesent, zor beğenen, içine içine konuşan tavrını; rahmetli babacığımın daha önce de bahsettiğim muzır tavrıyla birleştirip, kendi bünyemde harmanlayarak iğneleyici, yer yer kırıcı, hazırcevap bir kişilikle var olmuş iki kanadı eğri bir kuştum. Uçtum, uçuyorum sanırken yüz üstü düştüm.


Yazının devamı için: etkenmedya

01 Ekim 2022

  





SEN AVUCUNU YALA!

Biz bunları tartışırken;

Tutulmuşa zam geldi. (Ev kiraları)

Kesilmişe zam geldi. (Et – Tavuk – Balık)

Pişmişe zam geldi. (Dışarıda yemek yemek)

Yenmişe bile zam geldi. (Hesap-Fatura)

Malumunuz asgari ücrete de zam geldi…

E vardı böyle bir oyunu benim çocukluğumun;

Gölde bir balık varmış:

Bu tutmuş. (baş parmak)

Bu kesmiş. (işaret parmağı)

Bu pişirmiş. (orta parmak)

Bu yemiş. (yüzük parmağı)

Bu da “hani bana hani bana” demiş. (serçe parmak)

 

Yazının devamı için: etkenmedya