17 Kasım 2009





ISLAK



Bir pınarın başında,
Demlenirdim ben,
Acıya da yürürdüm, sevince de...

Uzun ve siyah ve kırılgan,
Köprülerim vardı uçurumlarımda...

Ben ağlardım,
Ben düşerdim ve yeniden doğardım,
Yok oluşumla...

Sevgiye de gelirdim, öfkeye de,
Kristal yansımalar olurdu eteklerimde
Ve bir ışık huzmesi çevrelerdi her yanımı...

Bendim o gözdeki ateş, o buğu,
Her bir damlam iz bırakırdı ardında
Siyah ve uzun ve kırılgandı köprülerim
Atlardım umarsız,
Ve bir el dokunurdu can damarıma
Sadece bir ışıltı bırakırdım
Ve tüm köprülerim kapanırdı ardımsıra...NaKHaR

fotoğraf : Evelyn Arthur Richman

08 Kasım 2009




O GİTTİĞİNDE...


Kadının saçları vardı, uzundu, çok uzun, diz kapaklarına kadar uzanıyordu. Genç kızlığından bu yana iki yana örgü yapardı, yıkamak ayrı bir dert olduğundan haftada bir su değerdi saçlarına, saçı sabun kokardı...

Adam severdi onu, ne kadar kadınla birlikte olursa olsun yine ona dönerdi. Kadını en çok saçlarından severdi ve yine saçlarından tutup döverdi. Ama en çok saçlarına sarılıp koklaya koklaya uyumayı severdi kadının. Adam, son gidişinde veda etmedi kadına ve bir daha da dönmedi. Kadın vücuduna zerk edilenlerle acı nedir doyasıya hissedemedi...

Işıkları kapattı kadın, acısına yenilip yıllar sonra ilk kez makasladı saçlarını ve bir daha da hiç uzatmadı, soranlara sinüzitten, yıkamanın zor olduğundan yakındı, ama gerçek başkaydı...

Adam gitti, kadın kaldı, 6 yıl önce bugündü...

Kadın Annemdi, Adam Babam...NaKHaR

06 Kasım 2009




HUZUR ARAMIZDA...


5 yıl önce bugün bir hikaye başladı, iki kişinin hikayesi, bizim hikayemiz... Ufak bir kafede oturmuş bir hikayenin temellerini atıyorduk... Diyordum ki: "Hali hazırda içinde bulunduğum bir hayat var, eğer sen bu hayata dahil olursan bir güzellik daha olacak hayatımda, ama dahil olmasan da ben varolan hayatımı sürdüreceğim"... Bakıyordu, dinliyordu, anlıyordu... Heyecanlıydım...

Görünen köy klavuz istemezdi, insan fıtratı yıkılmaz bir kale değildi, yeterince çaba sarfetmek vardı, ilişkinin zihni oyduysa, ruhu bendeydi...

Hoşlandım, aşık oldum ve sevdim, seviyorum...

Tanrı sevgisiz kalmış çocuklarının kalbine aşk eylesin, 5 yıl önce bugün bana bahşettiği gibi...

Seni Seviyorum Gaykedim...NaKHaR

03 Kasım 2009



GELDİM, GELİYORUM...

Huzurluyum, yapacak işlerim hala beklemede, henüz bir iş bulamadım, bu konuda ki bekleyişlerim sürüyor, iş bulduktan sonra yapacak bir sürü işim olacak, hazırlık yapıyorum ve bu hazırlıklar zamanımın çoğunu alıyor...

Ev eşyalarını belirledim, araştırmalarım tamam, yapılacak masraf fazlasıyla kaleme alınmış durumda, iş bulmadan önceki boş zamanımın büyük çoğunluğunu Gaykedi ile geçiriyorum, stresten uzak yaşamaya çalışıyorum, blog için birşeyler yazmak isteği içimde hep var ama yazarken vazgeçiyorum, dediğim gibi bu ara geçiş dönemi...

Kasım ayı içerisinde bir kaç önemli şey var, beraberliğimizin yıl dönümü, babamın aramızdan ayrılışının yıldönümü, aramıza yeni bir soluğun katılacak olması vs... Bunların hepsine zamanı geldiğinde değineceğim...

Bir hayat inşa etmeye uğraşıyoruz el birliğiyle, bu ay içinde bahsettiğim konulardan yazıyor olacağım ara ara, ama dediğim gibi blogla tam ilgilenebilmek için henüz erken...NaKHaR