17 Şubat 2016



ONUR, İSYANDADIR;
GERÇEK İSYAN, SUSMAKTIR!

Renkli gözyaşlarım var,
Ağlarsam boğarım karanlığı…
Vasiyetimdir;
Annemin rahmine gömün beni!
Makyajım akarsa şaşırmayın
En az sizin kadar insandım!
Onur, isyandadır.
İsyanımdı bir akşamüstü istiklalde, istikbal yürüyüşüm
Susuyordunuz oysa haykırırken ben,
Buradayım diyerek yüzünüze...


Doğruya Doğru…
Malum Haziran geliyor...
Geçen yıl, 2015 Onur Yürüyüşü tam bir fiyaskoyla başlamadan bitti. LGBTTİ derneklerinin şahsen beni temsil etmediklerini düşünmeye başladığım için ürettikleri projelere de pek samimi bakamıyorum artık.

"NORMALLEŞMİYORUZ!" başlıklı “inadım inat” bir tema ne kadar samimi olabilirdi? Bir gay olarak o başlığı irite edici bulmuştum. Topluma baş kaldırı yapmak, her yıl ters tepmiyor mu? Özellikle Türkiye’de yaşayan insanların (ki Müslüman olan kısımdan bahsediyorum) Onur Haftası’nın Ramazan ayına denk gelmesiyle daha da bir hassaslaştığını varsayarsak. Zekâ ürünü ve üç ayları alaya alıyor gibi gözüken bazı pankartların, bizi desteklemesi gereken ailelerimizi bile zora düşürdüğünü hayretle izledim. Üzerine gelen polis müdahalesi haklı haksızlıklarımıza deyim yerindeyse limon sıktı.

Haklı Haksızlıklarımız
Bir görüşü savunuyoruz. Ak ya da kara fark etmez tüm LGBTTİ oluşumlarının birbirinin varlığına saygı göstermesi gerekirken öbek öbek gruplar hâlinde, her telin başka ses verdiği bir yürüyüşün de benim için elle tutulur bir ruhu ne yazık ki olmuyor.

O yürüyüşe şov gözüyle bakılmasına, yürüyüş sırasında alkol tüketilmesine, lafügüzaf bir partner turu gibi birçoklarının birbirine göz süzüp, kendi aralarında sohbet etmesine, düdük çalınmasına, vur patlasın çal oynasın şeklinde sadece eğlenceymişçesine bir araya gelinmesine karşıyım.

Ne Yapmalı?
LGBTTİ Onur Haftası Yürüyüşü bir duruş olmalı. Topyekün sessiz bir isyan olmalı. Geçmişte toprağa bıraktıklarımızın arkasından sessiz bir ağıt olmalı. Onlara saygı, kendimize saygı, yaşadığımız topluma saygı göstermek olmalı.





2016 Onur Yürüyüşü yine bir Ramazan ayına denk geleceği için Önerim şudur:
  • Şimdiye kadar ölen LGBTTİ bireylerinin birer fotoğrafı basılsın.
  • Sadece siyah kıyafetler giyilsin. (Biliyorum mevsim yaz, sadece 1 gün saygı için)
  • Düdük yok,  Alkış yok, Ses yok, Çıplaklık yok, ALKOL kesinlikle yok.
  • Herkes simsiyah! Herkesin ağzında siyah bir bant ve göğüslerinde kimlik kartı boyutlarında birer gökkuşağı iğnelensin.
  • Sadece tek bir kişi (Şevval KILIÇ olabilir.)  Sadece tek bir megafondan en önde haykırıyor: Görmüyorsunuz! Duymuyorsunuz! Ölüyoruz. Biz ölüyoruz Anneler yenilerini doğuruyor. İnsanız, İnsanca Yaşamak istiyoruz vb… Ardımızda ne ölümler bıraktık ayak seslerini duyuyor musunuz? benzeri cümleler ve ardından herkes ayaklarını yere daha vuruyor. Sessiz bir çığlık gibi: RAP! RAP!
  • Duygularıyla var olan toplumumuzun duygularına hitap edelim bu yıl olmaz mı? Her yıl gürültünün içinde, yeterince gürültülü bir şehirde dış seslere kulak tıkayan, çığlıklara sessiz kalan toplumumuza ayna tutalım istiyorum. Toplumun karanlığına dökün renkli göz yaşlarınızı…
  • Kalbimizin üzerine iliştireceğimiz gökkuşağı kartları 1 TL’den satılırsa binlerce TL de toplanabilir bu bahaneyle ve dernekler arasında pay edilebilir, daha güzel organizasyonlar için.
  • Yürüyüş sonrası gelenek haline gelen parti kısmına hiçbir itirazım yok. Ama yürüyüşe Onurumuza saygı gösterilmesini talep ediyorum.