30 Temmuz 2010




TANIDIK YABANCI



Ne zaman yabancı oldu bize
tanıdıklarımız?
Hayat gailesinde yoksa,
bu kadar çok mu,
derinlere dalmışız?

Ne zaman çekilmişiz bu kadar kabuğumuza,
Dört duvara anlatır olmuşuz hikayemizi,
Cenin pozisyonuna dönmüşüz sanki,
Bir o kadar hayatın içinde,
Bir o kadar uzak hayattan...

Ne zaman ölmüş ebeveynler,
ve ne zaman birey olmıuşuz,
ayrılarak rahmimizden...

Emekliye ayrılmadan
İnmiyor mu raflardan
Fotoğraf albümleri,
Telefon rehberleri
tozlanmadan...

Dün bitti,
Yarın ne getirecek belli değil,
Bugünden aramalıyız belki de
Aklımızın bir köşesinde aramak için
beklettiklerimizi...

NaKHaR 2010 İstanbul

27 Temmuz 2010




FAYDALI BİLGİLER - 4

Amonyum içiyoruz komşu!


Türkiye, gelecek 5 yıl içinde dünya pazarında büyüme gösterecek olan Hindistan ve Çin'in ilk sıraları paylaştığı listede, Avrupa Birliği üyesi olmamanın verdiği avantajla (yani AB'nin etkilendiği krizlerden, onlar kadar etkilenmemesi sayesinde) 3. sırada yer alaacak bunu biliyor muydunuz?

Yediğimiz içtiğimiz bizim olacak dedim ya hayır efendim... Bir müşteri olarak hepinizi ambalajı üzerinde, çevreye zararlı ve çözünmeyen kimyasallar içeren ürünleri almamanız için uyarıyorum...

Dünyada üreticileri tetikleyen şey müşterilerin beklentisi, eğer siz kimyasallarla dolu ambalajı bulunan ürünleri almaya devam ederseniz bu, üreticileri çevre koruma konusunda teşvik etmiyor... Üreticiler ikna olmayınca da ucuz imal edilen ambalajlar suyla çözünen kimyasallara tabi kalıyor ne yazık ki...

Kola'yı ele alalım, su içtiğimiz pet şişelerin içerisinde %1 oranında Amonyum bulunuyor, ama su amonyumu çözebilen bir sıvı değil, Amonyumlu pet şişe kola ile doldurulduğunda %98 lik bir çözülmeye uğruyor, amonyum insana dolayısıyla çevreye zararlı, hiçbir ülkede (hollanda hariç) geri dönüşüm yasallaştırılamamış durumda.. Hollandalı prof. bunları anlatırken moralim sıfıra indi, provakatif bir yaklaşımı var ve semineri düzenleyen kuruma açık açık "müşterini bilinçlendir, 3 kuruş için milyonlarca insanın sağlığıyla oynanmasın..."diyor.

2014 Notu: Cam damacana, cam-pet karışımı ürünler ülkemizde de çıktı fakat sadece birkaç firma tarafından kullanılmakta...N

24 Temmuz 2010


YENİ EV, YENİ HAYAT!

Küçük yeğenim böyle söylemişti, sorunlu bir dönemden geçip evi değiştirdiklerinde... “Yeni ev, yeni hayat!”

Akşam evime geldiğimde ya da sabah gözlerimi bu evde açtığımda bir mutluluk yayılıyor içimde, “Burası benim evim” diyorum gururla…

Her akşam camları açıyordum havalandırmak için bir güvercin kaçıyordu, merak ediyordum nedenini ve yuvasının çatının neresinde olduğunu, bazen klima radyatörünün üzerine ekmek kırıntısı bırakıyordu sevgilim, alışacaklar diye kızıyordum ama geçen gün gaykedim keşfetmiş klima radyatörünün tam arkasında yuva yapmış güvercinler 2 tane de civcivden küçük yavrusu vardı içinde... Güzel şeyler oluyor…

Bu ev beni her gün daha da mutlu kılıyor ve şükrediyorum tuttuğum güne... NaKHaR

21 Temmuz 2010




SKANDAL AİLESİ - 30

- Haddini Aştın Sen Ama! -


Üç ablam var malumunuz en küçük ile ortanca oldum olası didişir durur, bu didişme hep küçüğün ağlamasıyla küsüp konuşmamasıyla son bulur, sonrasında ortancanın -sözüm ona merhametli- gönül alıcı hareketleri sayesinde şakalaşmalarla tatlıya bağlanır... Bunlar evlendi çoluk çocuk sahibi oldu huylar değişmedi...

Skandal ailesini yazmayı isteyerek bıraktıktan sonra, -birçok skandala imza attık bu arada yine- bir ay geçmemişti ki ortanca küçüğün yediğine içtiğine karışır oldu yine, bir akşam eve döndüğümde küçük ablam arayıp halimi hatrımı sorduktan sonra ortancanın yaptıklarından yakındı konuşmuyorum dedi, her zamanki gibi kaale almadım sıradan bir durumdu nitekim...

8 ay geçmesine rağmen küçük ilk kez bu kadar istikrar göstererek küslüğünü bozmadı, ne yalan söyleyeyim ortancanın da kahrı çekilecek gibi değildir, en son apartmanımızın dış cephe boyası yapılırken annemin uykudan uyandırmasına sinirlenip binbir katakulleyle kendini acındırarak evi üzerine yaptırdıktan sonra anneme o sabah şu cümleyi kurması çok sinirime dokundu; "Kendi evimde bile rahat uyuyamıyorum!" Annem bu cümleden sonra 4 aydır konuşmuyor, yanıma çağırdım ama henüz gelebilmiş değil...

Bazı insanların tüm isteklerini yerine getirseniz ve yalnız bir arzusu yerine gelmediğinde sizden kötüsü olmadığını iddia ediyorsa, haddini bildirin, ablanız dahi olsa... N

18 Temmuz 2010




HAYALPEREST


geçmişte hayallerimizle alay edenlere...

Adam vardı, hayal kuran, kurmakla kalmayıp hayallerinin içinde kaybolan... Adam vardı hayalciyle dalga geçen, onu küçümseyen, hakir gören, aşağılayan, hayatta bir baltaya sap olamayacağını tekrarlayıp duran...

Yıllar geçti... Adam vardı hayallerinin peşinden koşmuş, yarısından fazlasını gerçekleştirmiş ve hayallerine yenilerini ekleyen, hayalin birebir gerçekleşmesi değildi mühim olan yaklaşmasıydı biraz, adam tamahkardı, olmadı mı neden diye sorup cevabını da kendi verirdi... Onunla dalga geçen, onu yerden yere vuran tüm insanların karşısında başı her zaman dikti... Utancı yoktu, hayalleri vardı...

İşte belki de, hayalperest olmak bu nedenle çok eğlenceli... Şimdi buradayız, geçmişten gelen hayallerimizin içinde, yarın şimdilerde kurduğumuz hayallerde buluşmak dileğiyle... :) NaKHaR

05 Temmuz 2010




İŞTE ÖYLE BİR EV...

Apartmanın kapısından giriyorsunuz, Hayalet Avcıları'nın dönüşüm esnasında kullandığı asasnsöre binip en üst kata çıkıyorsunuz... Kapılar açılıyor sarı bir kapı karşılıyor koridorda sizi, diğer kapıların hepsi suratsız siyah ve parlak özel bir davete gelmiş gibiler... Ama o kapı alelade bir elbise geçirmiş üstüne, umurunda değil davet...

Sarı kapıyı aralıyoruz karşımızda Fransız tarzı pencereler, stor perdeler... Deniz önündeki blokların arasından bütün pencerelere selam veriyor... Sola dönüyoruz mutfak karşılıyor bizi, henüz yenilmemiş yemeklerin çatal bıçak seslerinin, tezgahın kirli tabaklarla dolu görüntüleri geçiyor gözlerimin önünden, belli ki güzel bir akşam geçirmişiz diyorum içimden...

Ardından ilerliyoruz, girişteki sarı kapının bir yanında beyaz bir portmanto, diğer yanında yine aynı beyaz dişlerini gösteren bir malzeme dolabı...

Dar alanda her şey duvarlara gizlenmiş bir yandaki odaya seğirtiyorum, çeşitli bölmelere ayrılmış duvardan duvara uykusu gelmişçesine gerinen gri gömleğinin içinde beyaz vücuduyla duran bir gömme dolap...

Sahibine şöyle bir sırıtıp, tutuyoruz! narası atıyoruz...NaKHaR