ENSEM BOMBOŞ...
Yüreğimde bir sızı...
Yılbaşı sabahı kapımızda sırılsıklamdı, dokunurdum, kemik olmamış eklemleri elime batardı, canını yakmaktan korkardım... Ama mıncıklayarak severdim ben sevdiklerimi azıcık canlansın sonraydı aklımdaki... İsim vermek hiç gelmedi içimden, sahiplenmeye korkuyordum isim versem benim olacaktı...
Gözleri görmüyordu bana kim sorsa, derdini gözlerinde sandımdı zaten, bana hayvan doktoru söylemeliydi ne varsa, sokak kedisiydi ya o da iplemedi muhtemel para kazanamayacağını anlayınca...
3 tane damla verdi gözlerine hayvandan daha hayvan doktoru, biri bana düştü, biri gözlerime, biri onun gözlerine, açıldıkça deniz mavisine dönüyordu gri mikrobu... bir gün iyi diyordum bir gün kötü gidiyordu, ben çaresiz veterinere koşuyorduk, normal diyordu, örnek gösteriyordu, şu ilacı, bu kremi alın geçecek deyip sadece cep dolduruyordu...
Oysa Tanrı Yaratığı yavaş yavaş ölüyordu...
Ben bilemezdim, hayvan doktoru bilmeliydi... en azından diplomasının hakkını vermeliydi...
Ha iyileşti diyordum, de iyileşiyorum, ensemden inmiyordu, minik dişleri ve pençeleriyle acısı dinsede izi silinmeyecek anılar bıraktı parmaklarımda, ellerimde, ensemde ve kalbimde...
Tatlı uykular cennet kızı... N.
Yavrusunu Seven Gitmesin!
"Yaktın bizi PepeVet"