08 Kasım 2011




8.

Sene-i Devriye
"Babamı Nasıl Öldürdüm?"



Kasımdı, sinirliydim ona, sadece yok olmasını istemiştim, ölmesini, bir kısa an için... Tanrı'nın isteğimi bu denli hızlı gerçekleştireceğini kim bilebilir...

Seversiniz, kızarsınız ama hiçbiri anlık nefret kadar gerçekçi değildir... Ve Tanrı sadece gerçekten istediklerinizi duyar...

Seni Özledim... N

07 Kasım 2011




7.


6 Kasım 7. yıl dönümümüz, bayram tatiliyle aynı güne denk gelmesi güzel bir tesadüf oldu... Başkalarının aşk zamanları hızlıca geçiyor da bizimki yerinde sayıyor gibi... şimdiye 20 yılı devirmemiz gerekirdi... Artık kısmet, 7 geldiyse, 20'si de gelir 70'i de (Tanrı izin verirse)... Amin

05 Ekim 2011




HAYAT, ZAMAN, AŞK!


Hayat, yenile bizi!
Aşka düşür hak edenleri
Ve bir damar aç bedenimizde,
Pamukla tıkanmadan uzuvlarımız!

Zaman, dur bizde!
Gün batımında kalalım;
Kızıl bir akşamda,
Kadeh tokuşturalım kırmızılar, beyazlar bitmesin içtikçe!
Sarhoş olalım,
Müstehcen kafalarımızı
Kuyruk sokumuna sıkıştırıp!

Sabah olmasın sevgili çıkıp gidecekse,
Uyuyalım koyun koyuna
Aşk, hep kal bizde!
N.

02 Eylül 2011




YAŞ 30


Yıllardır bilenler bilir 30'a doğru geriye sayıyordum...Dünyanın hakimi olmak gibi bir şey sanırdım küçükken 30'a kadar sayabilirdim Öyle Bir Geçer Zaman Ki'deki Osman karakteri gibi, önce 10 barajı, sonra 20 derken zaman 30'a doğru daha yavaş ilerledi...

30 güzel bir yaş, dünyanın hakimi olamıyorsunuz belki ama gerçekleşen onlarca hayalle kendi hayatınızın hakimi olabiliyorsunuz birçok şekilde...

Kendini dinleyebilidiğin yaş 30, kendini bildiğin, ayaklarının yere dik ve sağlam bastığı bir yaş, hayatın kronometresinin acılardan sıyrılıp sıfırlandığı bir yaş, yeniden başlamak gibi...

Hadi başlayalım o zaman... N

17 Ağustos 2011




SAAT : 03.02

Sıcak bir gündü, savunmasız uyumayı sevmiyordum, gece yarısını geçene kadar gezmiş, eğlenmiş, sohbetler etmiştik ablamlar, yeğenlerim... O gece üşendim savunmasız yatmazdım dedim ya; yatay çizgili pijamamı giymedim, yatağımın başucundaki pencereyi kapatmadım, üstüme çarşaftan başka birşey almadım... atletle, altımda şortumla uyuyakaldım... 17 yaşımı bitirmeme 13 gün vardı...

Yer yarıldı, içine düştük, annemin içimi parçalayan sesini duydum vitrinde parçalanan kristal takımının şangırtıları arasında "yavrularımm!"

Ailem yanımdaydı, eksiğimiz yoktu, uzaktan akrabamız olan o gece hayatını kaybetmiş orta yaşlarının sonundaki çiftin "birimizden birimiz kalmasın, beraber yaşayıp, son nefesimizi beraber verelim" dediklerinin rivayeti dolanıyordu kulaktan kulağa... Tek bildiğim Tanrı'nın dualarını kabul ettiğiydi... N

17 Ağustos 1999'a saygıyla...

05 Ağustos 2011




HUZURLA UYU...

Hep merak etmişimdir. “sosyal ağlarda (facebook, twitter, friendfeed…) üyeliklerimiz var bir çoğumuzun, bir gün hayatınızı kaybetseniz hesaplarınız silinmeyecek, kimileri yokluğunuzu hissetmeyecek ve sosyal ağlardaki yakın arkadaşlarınız birkaç kez ulaşmaya çalışıp sonra unutacaklar sizi… Şifrelenizi bir yerlere not etmek gerekmiyor mu?” diye düşünür dururum…
Dün akşam çok yakın muhabbetimin olmadığı liseden bir arkadaşımın Temmuz ayı ortalarında bir motosiklet kazasında hayatını kaybettiğini öğrendim tesadüfen… Eski fotoğraflarda hepimiz şeniz… O da bir insandı, o da gözümden düşen iki damla yaşı hak etti…

Ailesine sabır diliyorum…Ruhun huzur bulsun T.E. N

04 Ağustos 2011





İNSANDIM...

Göz gördüm
Yüz gördüm
Güz gördüm

Ben bir güz yaprağının içine doğdum
Acıyla da büyüyor insan mutlulukla da
Çok üç yüz altmış beş gün gördüm
Kötüyü de yaşıyor insan iyiyi de
İşin aslı hangisiyle öpüştüğünde

Aç kaldım
Güçsüz kaldım
Dalsız kaldım

Ben her düşüşte daha güçlü kalktım
Doğru da söylüyor insan yalan da
Her sözümün arkasında kaldım
İsyan da ediyor insan şükür de
İşin aslı hangisiyle seviştiğinde

Görmez oldum
Duymaz oldum
Söylemez oldum
Ben aslında hiç yoktum...N

18 Haziran 2011



BABA'MA SAYGI..!



Babalar günü, o kadar anlamlı ki... Çok baba bir gün geçiremeyeceğim belki ama onu anmaya bir bahanem olsun istedim sadece...

Babanıza sarılın bugün... bir günü olduğunu bilmese de olur, yaşlı, huysuz, ahlaksız, şiddet gösteren, döven, söven biri olsa dahi sadece sarılın!

Şems ''Kimse salt kötü değildir, yeterince sabır gösterirseniz salt kötünün içindeki cenneti bulabilirsiniz.'' manasına gelen bir cümle de etmiştir...

Yakın bir gelecekte -kanunlar olgunlaştığında- bir çocuğa baba olmakta istiyorum...

''Onun yokluğunu büyüdükçe sırtında esen rüzgarla daha derinden hissedenlere''

N.

13 Haziran 2011



SENİ BEKLİYORUM…


Bugün senin için sondu, yarın bana dönecek bu dünya… O kadar şiddetle kalkacağım ki ayağa, durduramayacaksın beni, o kadar gürül gürül çıkacak ki sesim, susturamayacaksın, o kadar sağlam bir tekme atacağım ki kıçına bir daha hareket edemeyeceksin… Senin için artık sabah yok… İçimdeki fırtınadan sadece sen yara al, midemdeki öfkede boğul… Nefretim tuzaklı bir yol, düşe kalka yürüyemeyeceksin… Nefesim ateşli bir ok, kavrulacaksın o ateşte… Merhametim yok merhametsizliğine… Yordun beni hayat! Bilirim ne zaman boğulacak gibi olurum taze bir nefes verirsin bana, bütün mükemmellikler bu zamanlarda buldu beni... Bir melek gelecek bu gece ve fısıldayacak bana doğru: “Hayatın şimdi başlıyor…”


Yarın BENİM HAYATIM olacak…N


(uzun uzun yıllardır karşıma çıkan tüm zorluklara)

29 Mayıs 2011


UCUZ ENTRiKA!


Kimseye ihtiyacım yok! Yanımda olanlar yetiyor, bana ihtiyacı olanlar var, bu yüzden onların da yanındayım… UCUZ insanlarla uğraşmayı kendime zül görüyorum… Beni yıkabilmeleri için çok daha fazla entrikaya ihtiyaçları var… Çünkü ben, içinde bolca ucuzluk barındıran bir milletin eline doğdum, gözlerim şimdikinden daha fazla entrika gördü, ruhum tüm kepazeliklere maruz kaldı! Sıyrıldım, bütün bunların arasında ölmedim, belki ufak tefek yaralanmalarla atlattım…


Tüm bu karaktersizlikler üzerine inşa ettim karakterimi, altımda sarsılmaz bir entrika zemini, o yüzden gördüklerim, duyduklarım fasa fiso… Belki biraz öfkelendirir, düşmanımın aptallığına öfkelenirim! N.

26 Mayıs 2011





MUAF OLMAK ADINA - 4

(10 Mayıs 2011)

Küçük ablamla Kadıköy’de buluşup Haydarpaşa Gata’ya gittik birlikte Hastane Konsey toplantısı saat 10:30’daydı bir sıra numarası alıp Aile Görüşmesi adı verilen görüşmeye ablam tek başına girdi, öncesinde ablama abartmaması gerektiğini söylememekle hata etmiştim… İçerideki konuşmalar kapalı kapıdan duyulabiliyordu…

Psikiyatr: Kardeşinizin ne rahatsızlığı var?
Ablam: Hımm şey, gay!
P: Anladım, peki bana biraz ondan bahsedin.
A: Bir sevgilisi var……..bizden ayrı yaşıyor……
P: Eğer askere gitmesini istemiyorsanız daha somut şeyler söylemeniz gerekiyor, makyaj yapıyor mu vs?
sonrasını pek duyamadım ablam çıktığında “sallayabildiğim kadar salladım, bunlar Fatih Ürek gibi bir şey bekliyorlar, anlamadım estetik yaptırmayı düşünüyor vs dedim…” dedi.
Saat 10:30 Konsey’e girdim, stajyerlerle beraber 20 kişi vardı rahatlıkla, sadece bir doktor soru yöneltti…
Doktor: Rahatsızlığın nedir?
Ben: Rahatsızlık olarak görmüyorum ama eşcinselim…
D: Kendinden bahseder misin biraz, askerliğe elverişlidir kararına neden itiraz ettin, ilk ilişkini ne zaman yaşadın, epilasyon yapıyor musun, bu konuyla ilgili belgeleyebileceğin bir yardım aldın mı? (elinde daha önce anlattığım test sonuçları mevcut)
Ben: 6 yıldır bir erkekle beraberim, herhangi bir test uygulamadan tamamen görünüşüme bakarak verdiler o uygundur raporunu, aynı evde yaşıyoruz, epilasyon yapardım eskiden ama erkek arkadaşım hoşlanmıyor, kadın gibi olmanı istesem gider kadınlarla birlikte olurum diyor şeklinde %90’ı palavra olan bir konuşma geçti…
D: Tamam çıkabilirsin. dedikten sonra bir hafta sonrası salı gününe randevu verildi.

(17 Mayıs 2011)

Saat: 13:00 isimler teker teker okunuyor. Sıra bana geldiğinde içeri giriyorum, bir doktor kararı yüzüme okuyor: “F4D17 Barışta ve Seferde askerliğe elverişli değildir” aldın. Rahatlıyorum…
Saat: 15:00 Onaylanmış raporu aldım… Çıkmadan önce bana “neden tek eşli olamıyorsunuz” diye soran kadın doktorun yanına uğrayıp “Sırf şu raporu almak için bizi yalan söylemeye zorluyor sistem, ama bilin diye söylüyorum tek eşli yaşıyorum ve bu şekilde yaşayan birçok insan var, önyargı oluşturmayın, sizi gerçekten sevdim…” dedim. Gülümseyerek “buna gerek yoktu ama doğrusunu yapmışsınız…” dedi. Ben de gülümseyerek karşılık verdim haklı olduğumu belirterek...N


NOT: 2011 Kasım'ında bir arkadaşımın aile görüşmesinde, kuzeniyim ben de gay'im ifadeleriyle, 
2012 Temmuz'unda bir başka arkadaşımın da kuzeni olduğum iddiasıyla aile görüşmelerine katıldım. Sistem şu anda zorluk çıkarmıyor diye okudum şimdilerde (2014 Ağustos)

24 Mayıs 2011




MUAF OLMAK ADINA - 3

(03 Mayıs 2011)

Askerlik şubemden aradılar “itiraz dilekçemin cevabının geldiğini” söylediler. Tekrar 15 fotoğraf birkaç kimlik fotokopisi ile tarafıma hazırlanan içerisinde bir önceki belgelerimin olduğu bir zarfla Haydarpaşa GATA’ya sevk edildim.

(05 Mayıs 2011)

Haydarpaşa Gata’dayım… Zarfı görevli memura teslim edip sıramın gelmesini bekledim… İçeri girdiğimde Bay A. Önündeki bilgisayar ekranına bakarak konuşmaya başladı ve…
Bay A - Şikayetin nedir?
Ben – Aslında şikayetim yok ama eşcinselim.
A – Kimlerle birlikte oluyorsun?
B – Erkeklerle! (ilk aklıma gelen cevap buydu.)
A – Hiç kadınlarla birlikte oldun mu?
B – Hayır
A – Neden?
B – Onlardan cinsel manada hoşlanmıyorum.
Şeklinde kısa bir konuşma geçti, kağıtlarımı alıp arkasına bir şeyler karaladı bana dönüp “Bu testleri yaptırıp tekrar bana geleceksiniz” dedi. Nerede yapılacağını nasıl testler olduğunu sormaya kalktımsa da net cevaplar alamadım ve başka bir hemşire tarafından test odasına yönlendirildim… Yarı korkulu (şimdiye kadar duyduklarım pek iç açıcı şeyler değildi ne de olsa) test odasına geldim. Görevli hekime elimdeki kağıdı uzattım çok sakin bir şekilde elinde bir kitapçık ve öss sınav formu gibi bir şey tutuşturup detaylı olarak nasıl doldurmam gerektiğini anlattı…

Test MMPI (minnesota çok yönlü kişilik envanteri); 566 adet birbirini tekrarlayan sorulardan oluşan bir test tamamına cevap vermek zorundasınız, en fazla 10 adet boş bırakmaya izin veriliyor yoksa geçersiz sayılıyor. Tam üç saat boyunca gerim gerim gerilerek testi tamamladım… Mesai saati bitmek üzere olduğundan diğer HTP adlı testi ertesi gün tamamlayabileceğim söylendi.

(06 Mayıs 2011)

Sabah 9:00 da ikinci test için geldiğimde aynı hekim boş bir A4 kağıdı ve boya kalemleri uzatarak insan, ağaç ve evden oluşan bir kompozisyon oluşturmam söylendi. Bir şeyler karaladım yarım saat içinde (Uçurumun kenarında ellerini açmış eteği ve saçları dalgalanan bir kadın, Salkımsöğüt ağacı ve bu ağaca sarılmış bir erkek, asma katlı içten merdivenli bir ev ve evin arkasında ağaç topluluğu çizdim) Ardından resim kağıdının yanında verdikleri “Ağaç ne ağacı, bu insan kim ve ne yapıyor, ev kimin evi” şeklinde sorulardan oluşan kısa testi cevapladım… Test odasında psikiyatra teslim ettim ve kısa testteki soruların bir benzerlerini bana yönelttiler. Daha sonra raporum yazıldı ve Bay A.’nın yanına gidip tüm test sonuçlarını verdim. Yine benzer sorular sorulduktan sonra…
Bay A. - “Çevrende eşcinsel olduğunu bilen birileri var mı?” dedi.
Ben – “Ailem, arkadaşlarım ve çalıştığım şirkette herkes biliyor.” Dedim…N

Not: (Aileden birini istemeleri sizin durumunuza bağlı, ailesi bilmeyen arkadaşlar, kendi arkadaşlarından birkaç tanesi ile gidebilir.) 

22 Mayıs 2011



MUAF OLMAK ADINA - 2

(22 Şubat 2011)

Askeri hastaneye sevki uygundur yazısı aldıktan sonra daha önce saydığım belgeleri kapalı bir zarfa koyup Gümüş suyu Askeri Hastanesi’ne sevk edildim, o günü izleyen 3 gün içinde Gümüş suyu Askeri Hastanesi’ne geldim. Zarfı teslim edip gerekli kayıt işlemlerinden sonra sıra bekledim ve görevli psikologla görüşmeye girdim…


(25 şubat 2011)

Psikiyatr – Rahatsızlığın ne?
Ben – Psikolojik sorunlarım var.
P – Herhangi bir tedavi görüyor musun, hap kullanıyor musun?
B – Hayır, eşcinsellim.
P – Böyle saç sakal gelmişsin, ben sana nasıl rapor vereyim, eskisi gibi fotoğrafta isteyemiyoruz zaten, ben buraya askerliğe elverişlidir yazıyorum git askerliğini yap!
B – Herhangi bir testte tabi bile tutmadınız, aile onayı istemediniz?
P –Senin ailen senin istediğini söyler hadi ben buraya yazdım git itiraz et uğraş.
B – Nereye itiraz edeceği nasıl?
P – Askerlik şubesine dilekçe yazacaksın…


(28 şubat 2011)

Ertesi gün “Karara itiraz ediyorum, tam teşekküllü bir askeri hastaneye sevkimi istiyorum” konulu bir dilekçeyle beraber aldığım askerliğe elverişlidir raporunu askerlik şubeme getirdim… Gerekli prosedürler neticesinde bir seferliğe mahsus sorgusuz sualsiz itirazımı kabul ettiler… Rapordan ve dilekçemden biri savunma bakanlığına, biri nüfusa kayıtlı olduğum yerdeki şubeme, bir de kendi şubemde kalmak üzere 3 kopya yapıp bana “Sonucu 1-2 ay sonra belli olur biz sizi ararız” dediler…N

20 Mayıs 2011




MUAF OLMAK ADINA - 1

Öncelikle söylemeliyim;
- Kadın gibi giyinmeye gerek yoktur.
- Makyaja gerek yoktur.
- Pornografiyi aşan fotoğraflar çektirmenize gerek yoktur.

Gerekli evraklar:
-          En standart işlemler için 15 adet vesikalık fotoğraf (pul fotoğraf kırmızı fonda çekiliyor.) Toplamda 36’lık alırsanız çok daha iyi olacaktır zira sonradan ektra fotoğraf ihtiyacı olabiliyor.
-         En son mezun olduğunuz okulun diploması veyahut geçici mezuniyet belgesi aslı ve 5 adet fotokopisi
-         Nüfus Cüzdan aslı ve 5 – 10 adet fotokopisi

Şubeye gidiyoruz… Askerlik işlemleri için geldiğimi söylüyorum, herkes tarafından doldurulan bir formu uzatıp doldurmam isteniyor. (standart prosedür)… Dolduruyorum. Görevli memura uzatırken psikolojik sorunlarım olduğunu söyledim ve askeri hastaneye sevk istediğimi belirttim. Bunun için sizi “Toplum Sağlık Kurumu” adı verilen sağlık ocağı modunda bir yere yolluyorlar. Gidiyorum…

Toplum Sağlık kuruluşunda… Rahatsızlığınızın ne olduğu sorulduğunda “eşcinselim” demeniz yeterli karşılığında her görevli memurun verebileceği tepkileri vereceklerdir: “Eşcinsellik askerlik yapmaya engel mi? Kendini saklarsın bitirirsin ne olacak? Şart mı gitmemek?” gibi… Kısa ve net “Engel! Saklayamam! ve Şart!” gibi cevaplar olmalı ki “Askeri Hastane Psikiatri Bölümüne sevki uygundur.” İmzası atılabilsin… N.

19 Mayıs 2011





OBEZ!

Elinize bir buz parçası alın ve izleyin, eriyor ve suya dönüşüyor, su buhara, bir nefes gibi… İşte hayat da öylece geçiyor, sanki bizim değilmiş gibi uzaktan seyrediveriyoruz kısacık ömrümüzü…

Bir ömre kaç aşk sığar? Kaçı büyücek olur ve küçültürüz gözümüzde? Kaç kez bulur insan diğer yarısını? Obez bedenlerimiz doymak bilmezken aslında, kaç kez emeriz diğerlerinin ruhunu…

Obeziz dostlarım, elimizde bir mücevher kutusunda gibi sevdiklerimiz; “Bu yanımda hoş durmadı, bu beni çok sevdi, bu beni az sevdi, bununla anlaşamadım, şununla eğlenemedim, onunla ağlayamadım…” Deyip sıkılıvermedik mi tüm sevdiklerimizden? Ama en çok kendimizden…

İnsan önce kendini biraz sevmeli… N

24 Şubat 2011




ARAYAN BULUR ARADIĞINI...

Dolaşır insan beden beden
yatak yatak
Aradığını bulur nihayetinde
Seks de, Aşk da!

İnsan dolaşır vücut vücut
Aradığını bulur insan
Bulduğu sekste
parçalanan bedendir.
Ucuz bir porselen gibi dağılır ruhun kabuğu
Aşkta ruhlar birleşir
Yeni bir dubleks vücut bulunur
Her eksik tamamlanır
Ötekinin fazlasıyla

Ne ararsa bulur insan
Seks de, Aşk da!

Nakhar - İstanbul 2011

13 Şubat 2011



O & BEN


6 Yıl, 3 Ay ve 8 gün... 7. Sevgililer Günü...

Olanlara daimiyet, olmayanlara daimi olacak bir sevgili diliyorum...