20 Ekim 2012




KUTSALA SAYGI

Anne, anne değildir artık,
Yaralı kahramandır.
Ve her ana kucağı,
Cennettir…

Yukarıdaki cümleler yıllar önce yazdığım bir şiirin dizelerinden, annem aklıma geldiğinde bazen açar okurum, özeldir benim için…

Büyüdükçe duyduklarım kutsala saygımız kalmadığını söylüyor bana, zamanda oradan oraya savruluyorum anılarımda ve soruyorum “Hani cennet annelerin ayakları altındaydı?” Haftanın bir günü toplanan anneler var mesela onlara o günün adını veriyoruz annelerin acısı bir güne sığdı… (Bkz. Cumartesi Anneleri)

Çocukken sadece adını bilip tadını bilmediğimiz meyveler vardı mesela, tadını bilmesek de bir arsızlıkla hakaretin alasını edermişiz kutsalımıza (Bkz. Ananas aldırmak...)

Ülkenin en tepesindeki adamlar bizim yetiştiğimiz sokaklardan çıkıyor, hakaretle bertaraf ediveriyorlar arsızca bir vatandaşı ve yine aynı kutsalla vuruyorlar suratına (Bkz. …da al git!) aynı kutsal için yolları kapatıp gülsuyu dökülebiliyor da üstelik senin canın patlıcan dermişçesine…

Yıl 1995, ağabeyim askerde, kendi kutsalına mektup gönderiyor… Mektup “bulaşık suyu kokan ellerinden öperim annem” diye bitiyor… Askerlik de bitiyor ağabeyimin kutsala beslediği saygı da…

Kutsala saygımız bu mudur peki? Kutsalı ağır sözlerle yaralamak mı cennete götürür bizi? Bunları size cennetimden yazıyorum…  N

12 Ekim 2012



AHLAKSIZLIK'MIŞ!

Birini seviyorsunuz, adı duyulduğu anda kalbinize kan pompalanıyor, kalbiniz ahlaksız!

Seviyorsunuz, sevmek yetmiyor sarılıyorsunuz, kokusunu biraz daha içeri hapsedebilmek için sıkı sıkı, güveniyorsunuz, ailenize anlatıyorsunuz durumu, başta size ve durumunuza tepki gösteriyor ve yine sizin mutluluğunuzu düşünüp anlayışla karşılayabiliyorlar sevdiğiniz kişiyi… Aşk ahlaksızlık… Aileniz aşkınıza saygı duyduğu için daha ahlaksız…

Büyük adamlar çöp toplama zamanlarında ellerinde temiz eldivenlerle steril bir hayat vaat edebiliyorlar size, onlara da güveniyorsunuz ve çöpünüz onların tekelinde…

Yıl 2002 bir çöp toplama şirketi “Aşkın hak ve özgürlükler çerçevesinde güvence altına alınması şarttır” açıklaması yapıyor… Aradan yıllar geçiyor temiz eldivenler çıkarılıp kirli eldivenler giyiliyor ve bütün çöp toplayıcılarının “Aşk hangi tıynette olursa olsun ahlaksızlıktır, yasaklanmalıdır” açıklamaları pervasızca havada uçuşuyor…

Aşk içinde olan bizler utanmıyoruz, ailelerimiz bizden utanmıyor, çöpümü her seferinde almak için yarışanların yüzleri kızarmıyor…

Ben bir dedenin torunu, anne babanın sevgili oğlu, abla ve ağabeylerimin tatlı kardeşi ve bir adamın sevgilisiyim… Ben bir erkeğim …

Eşcinselliğin ahlaksızlık değil, kendi içinde belli bir ahlak anlayışına sahip olduğunun bilincindeyim…

Bu kez çöpe atacak bir şeyim yok…N