ÖLÜMLERİM KALIMLARIM - I
Ölümlerim !
Herkes gibi ben de hayatımın sayılı ölümlerine sahibim, bebekler, çocuklar, büyükler ve zamanı gelen yaşlılar... Her ölüm zamanlıdır derler ya, ben bunları zamansız yaşadım...
Babaannem: 80 yaşlarında dedem öldükten sonra... hep o çok sevdiği diğer çocuklarının yanında kaldı, bizi en kötü zamanlarımızda yalnız bırakarak... 15 yaşındaydım... Son nefesini halamlarda vermişti... Ölmeden önce neden bizde durmadığını halama ''Cenaze masraflarımla uğraşmasınlar'' diye açıklamış... Bu sözlerden sonra bendeki saygısını tekrar kazanmıştı...
Herkes gibi ben de hayatımın sayılı ölümlerine sahibim, bebekler, çocuklar, büyükler ve zamanı gelen yaşlılar... Her ölüm zamanlıdır derler ya, ben bunları zamansız yaşadım...
Erkek Kardeşim: Doğumu gibi ölümü de benim hayatım için bir çok olaylara sebebiyet veren ilk insan evladı... 3 yaşındaydım.. Adımın değiştirilmesinden, kimin çocuğu olduğuma karar verememe düşüncelerinin oluşmasına kadar herşeyi onun ölümüyle yaşadım...
Erkek Yeğenim: Büyük ablamın evliliğinden olan 3. çocuğu, 9 yaşındaydım... ilk erkek yeğenimdi... Uzaktan da olsa yapılan akraba evliliğinin 3. meyvesi... bebekliğinden beri öylece evin tavanını seyreder, arada bir gülümserdi... 6 aylık yaşamında hiç bize bakabildiğini bilmiyoruz...
Kız Yeğenim: Büyük ablamın 4. çocuğuydu, 12 yaşındaydım... Yine akraba evliliğinin zararları neticesinde 4 yıllık yaşamında hiç büyümedi... Hiç anne diyemedi, ağlayamadı, gülemedi... Sürekli hortumla ve şırıngayla sıvı gıdalarla beslendi...
Büyükbabam: 90 yaşlarında tüm akıl fonksiyonlarını yitirdi... 12 yaşındaydım.. Şizofrenik bir şekilde sürekli bizlere ölmüş kardeşlerinin isimleriyle seslendi... oturma odasına getirdikçe sürüne sürüne misafir odasına gider kendi kendine konuşurdu... Son nefesini verdiğinde babamın o alışagelmiş şekilde gözlerinin dolmasına ilk kez şahit oldum... Nedense dedemi evden çıkartıp gittiklerinde gülüp oynamıştım...
Babaannem: 80 yaşlarında dedem öldükten sonra... hep o çok sevdiği diğer çocuklarının yanında kaldı, bizi en kötü zamanlarımızda yalnız bırakarak... 15 yaşındaydım... Son nefesini halamlarda vermişti... Ölmeden önce neden bizde durmadığını halama ''Cenaze masraflarımla uğraşmasınlar'' diye açıklamış... Bu sözlerden sonra bendeki saygısını tekrar kazanmıştı...
Babam: Bu ölümlerin içinde yüreğime tonlarca ağırlığında taş koyan babamın ölümü oldu... 22 yaşındaydım.. En ihtiyacım olan zamanlardaydı... Ölmeden 3 yıl içinde sigara hariç tüm alışanlıklarını bıraktı... Diyabete (şeker) bağlı olarak kalp ve böbrek yetmezliği, karaciğerin su toplaması gibi nedenlerle son nefesini hiçbirimiz yanında yokken verdi... Artık rüyalarımda görüşüyoruz sessiz konuşuyorz sadece gözlerimizle...
Bir ölüm, o ölümün öncesinde ve sonrasında yaşananlar, ve her anıldığında eskisi kadar yoğun olmasa da yaşanmaya devam edenler... bir ölümü en çok o ölümü tatmış olan anlayabiliyor... ne içinden çıkılmaz karmaşa... o zamanlarda herkes bir tek şey için toplanıyor... ACI! NaKHaR
20 yorum:
Ben de en sarsici aciyi kuzenimin olumuyle tatmistim, sofbenden zehirlenip gencecik yasta aramizdan ayrilmisti ve o gunden beri artik yasli insanlarin olumu bana aci vermez oldu, nasilsa yasadilar gorduler herseyi diyorum ama ya gencecik bedenler... Iste bu bana haksizlik gibi geliyor :,(
ölüm..
dayım ve amcamın erken ölümlerine rağmen büyükbabamın gitmesinde anladım ölümün ne demek olduğunu..kesildi içim..o gittiğinde kar yağıyordu ve ben üşüyordum onu toprağa koyarken..şimdi biz de rüyalarımızda buluşuyoruz..söylemişti...geleceğim demişti..geliyor nakhar..bakıyor bana öylece..bazen kocaman bir iğne batırıyor..biliyorum nedenini..kahretsin...
birikedimi7
www.birikedimi7.blogcu.com
ruhları şad olsun..
nonişim; dediğim gibi herkesin yaşamış olduğu ölümler var... ne ilk olacak bunlar ne de son... sanırım en kötülerinden biri zehirlenme... çük üzüldüm.. :(
birikedimi7; seninki de benim acılarımdan.. zamanla saracağız acıarımızı ne olacak ki gideceğimiz ve tekrar döneceğimiz yer onların yanı...
Esterim; hepimizinkinin canım teşekkürler...
Oi, achei teu blog pelo google tá bem interessante gostei desse post. Quando der dá uma passada pelo meu blog, é sobre camisetas personalizadas, mostra passo a passo como criar uma camiseta personalizada bem maneira. Até mais.
babanın bir genç üzerinde yürekte açtığı yarayı iyi bilirim. artık bizimle yaşamasa da, bize yalanlar söylemiş olsa da, insanlar onunla görüştüğüm için beni iğnelese de babamla hala görüşüyor olmamın en büyük nedeni bu ölüm işte... benden önce ölürse çekeceğim vicdan azabı. sanırım o benden önce ölürse çok daha büyüğüyle hesaplaşmak zorunda kalacak
ölüm bulusturuyor bizi ve ölüm gidene degil kalanlara oluyor demek ki!
sahafcım; öldükten sonrasında kimse hakkında yaşayabilecekleri konusunda tahminde bulunmak çok zor... benim babam içinde herkes kötü şeyler tahmin ediyordu... ama ben şahsen var mı bilmiyorum ama cennetin bir bahçesinde olduğunu düşünüyorum en azından rüyalarımda çok güzel görmem bunun bir işareti olsa gerek...
ayci; kesinlikle dediğine katılıyorum canım... zaten okunan duaların ölüye hiçbir şekilde yararı yokmuş söylenenlere göre hayattakiler için birer ibretmiş... öyle yanii... ölüm bize... ben öldükten sonra ölüm denen bir kavram kalmayacak ki... :)
allah rahmet eylesin..yattiklari yerde mutlu uyusunlar...
Seni cok seven bir anonim.
Her ölüm zamanlıdır mı derler Nakhar? Her ölüm erken ölümdür diye bilirdim ben onu.
En çok da miniklere üzüldüm :(
marruu
ölüm, insan varoluşunun ve kavrayışının sınırını gösteriyor saniyorum. ölümü yaşamın bir parcası olarak düşünmeye calışsak da bu sınırı geçemiyoruz.böylece her ölüm bir kayıp olarak ortaya çkıyor.kaybettiklerimizin yaşamımızdaki (yaşarken bilncinde olalım olmayalım) yeri, anlamı ve etkisi ölcüsünde bilincimizde açtığı gedik ya da bıraktığı izin derinliği ortaya çıkıyor.her ölüm uzayda ve zamanda telafisi mümkün olmayan bir boşluk açıyor.
Seçtiğin resimlere bayıldım...
Gençlere, zamansız gelen ölümler deyip kahroluyoruz ama ben anannemi çok özlüyoruum, allah nur içinde yatırsın inşallah...
Seninkiler de az değilmiş be nakhar allah size uzun ömür ve sağlık versin.Ölüm ölümdür fena acıtır.
d-chic
Bir sevdiğim babası ile ilgili şöyle bir şey demişti: Bir kez hastaneye kaldırıldı. Ölecek sandım, o an hayat filmimin gerisindeki fon yok oldu.
Ben o filmi fonsuz devam ettiriyorum. Diğer türlü daha renkliydi. Yapacak çok şeyimiz vardı.
anonim; duaların ve yorum için teşekkürler... bakalım ben seni seviyor muyum? ne dersin...
mişocum; genel itibariyle ölümleri zamansız olarak nitelendiririz canım fakat herkes bilir zamanı gelenin gittiğini... o yüzden bunu göze alarak dedim zamanlı ölümler diye..
kaçakkova; ölüm büyümenin son noktası derler.. aynı balon gibi şişer şişer ve en sonunda patlarız öyle yani... teşekkürler..
d-chic; gaykedi nin arşivinden :) sağol... ayrıca asıl gençlerin ki değildir zamansız olan ölüm çok sevilen her insan zamansız ölmüştür...
narsis7ekhocum; herkesin birer tane böyle anısı vardır ya da olacaktır... kimsenin anısı kimseninki başkası kadar koymaz insana işte... diyorum ya kalımlarım... ama asla kalamayacak olanlarım... teşekkürler...
nakhar canım yazdıkların ayrı bir yara açtı yüreğimdede en son ölümlerim de bahsettiğin babnı kaybettiğin kısım en derin yarayı açtı bende bende babmı o yaşta kaybettim ve 42 yaşındaydı henüz ikinci baharı yeni başlamıştı ve benim ona en çok ihtiyaç duyduğuum zamandı .....
gecikmesiz yaşansın hayat ....
dileğimle sağlıcakla kal
canım yaa; bir tek gerçekten kaybettiğini düşünenler ve kaybettiklerine değer vermiş olanlar anlayabilir zaten sağol yorum için...
babamı kaybettiğimde 7 yaşındaydım...
ne olduğunu anlayamadığım için ve elbet çıkıp döneceğine, bir de o türk filmlerine inandığım için uzun süre bekledim...
ortaokuldaydım sanırım... gelmeyeceğini sınıfta herkes kalkıp tek tek kendini tanıtırken anladım... hangi öğretmen sorsa "vefat etti" diyordum onlar da "vah yazık" minvalinde şeyler söylüyordu...
kendime acımadım ama kendim için çok üzüldüm o zaman. demek ki onu bir daha göremeyeceğim dedim...
babamı kaybetmenin acısını büyümeye başladığımda anladım...
yalnız, arkadaşsız, anısız, mutsuz bir baba-kız ilişkisi...
hayır aslında bunlar bile olamayacak kadar büyük bir ilişkisizlik...
rüyamda bile olsa dilerim bi gün kavuşuruz o'nunla... anlatacak çok şeyim var...
üzüldüm, içlendim, ama 7 yaşında olmayı isterdim babam öldüğünde ben... nedenine gelince hani gelecek diye yol gözleyebilirliği vardır onun... ama gidenin bie daha hiç gelmeyeceğini (en azından aynı şekilde) öğrendikten sonra kayetmenin acısı bir başka oluyor... yine de acı aynı acı... baba ölümü insanın sırtının açıkta kalıp üşümesine eşdeğer...
belki de öyle ama belki de değil..
bazen acıyı ertelemiş olmak fazladan can yakıyor...
bazen daha çok sevip daha çok özleseydim daha çok canım yanardı dedirtiyor -bir çeşit teselli belki...
karışık...
herkesin acısı en büyük. yarası en derin. özlemi en can yakıcı...
ölüm nerden gelirse nasıl gelirse gelsin çooook derin bir arık yaratıyor...
babanın ölümü insanın sırtının açıkta kalıp üşümesine, ve bunu sürekli hissetmesine eş değer...
anlayan birilerinin olduğunu bilmek güzel...
Yorum Gönder