02 Haziran 2014




AKLIM NEREDEYSE...

Fırtınadan önce hava bir durulur ya, öyle hissediyorum... Çok durgunum birkaç aydır. Aynı zamanda bir kıvılcım bekliyorum koşturabilmek için hayatın içine... 

Bedenimi dört ayrı parçaya ayırsam; bir parçamı sevgilimin yanına, bir parçamı aileme bıraksam, bir parçamı arkadaşlarım alsa yanına ve bir parçam ölmeyecek gibi çalıştığımız şu iş dünyasına atsam anca yetişirim hayatın hızına!

...aklım her neredeyse, kesinlikle bedenimin olduğu yerde değil!

Yaş aldıkça daha da sıkıntılı bir hâle geliyor zaman, yavaşlayamıyoruz. Bayır aşağı pedal çevirmeden inen bir bisiklet gibi hızlanarak, hızlandıkça tepesi atan boğa gibi bizi savura savura kafa bırakmıyor insanda.

Duruyorum ve başımın etini yemesini bekliyorum dostlarımın, ailemin, sevgilimin "Peşimden gel" diyor hepsi. Oysa hesaba katmadıkları bir şey var: Birilerinin izini takip etmeye gelmedim ben dünyaya! Kendi yolumu çizmeye, salyangoz gibi geçiçi de olsa ardımda bir iz bırakmak için geldim...

Aklımdan geçenler dünyada kalacaksa yazmaya devam... N

Hiç yorum yok: